Alcatraz Hapishanesinden Kaçan 3 Kişinin Müthiş Planı!
1861 ve 1963 yılları arasında Alcatraz Adası’nda cezaevi olarak kullanılan bu yer Amerika’nın en korunaklı hapishanesiydi. Tüm azılı mahkumlar sularla çevrili bu cezaevine gönderiliyordu. Alcatraz’da çok basit temel gereksinimler harici mahkumlara hiçbir ayrıcalık verilmiyordu.
Hapishane Kuralları;
Kitaplardan yararlanmak için bile en az 5 yıl sorun çıkarmaman gerekiyordu. Mahkumlar günün 23 saatini hücresinde geçiriyordu. Binada kapılar demir parmaklıklarla kapalı ve her yerde silahlı görevliler vardı. Adanın etrafı ise soğuk körfez suları ve köpek balıkları ile çevriliydi. Üstelik bu 1960’larda tüm hapishanelerin aksine Alcatraz’da ki banyolarda sıcak su akıyordu. Tabii bu orada yatanlar için bir ayrıcalık değildi, sebebi dondurucu körfez suyuna karşı olası bir kaçış için mahkumların direncini azaltmaktı.
Kaçışın imkansız olarak görüldüğü Alcatraz’dan 14 kez kaçma girişimi olmuş; bu 14 adet kaçma girişiminden yalnızca bir tanesi başarıya ulaştı. Frank Morris ve John, Clarence Anglin kardeşler, sessizce ve kimseye fark ettirmeden hapishaneden kaçtılar.
Ama nasıl bir planla?
Hücrelerin hepsinde alttaki fotoğrafta gördüğünüz gibi küçük mazgallar var. Kaçma girişiminde planı uygulayan aslında 4 kişi var, bu kişilerin her biri yemekhaneden çaldıkları kaşıklarla bu mazgalların çevresindeki duvarı günlerce kazmaya başlıyor. Söktükleri mazgalların yerlerine ise gün içinde dergi ve kitaplardan yaptıkları sahte mazgalları takıyorlar.
Kaçtıkları gece ise gece odalara bakan gardiyanlar şüphelenmesin diye yataklarına, duvardan çıkan taşları toz haline getirerek ve kitap, dergi birde su ile karıştırıp kafa sahte bile yapıyorlar, hatta bu sahte kafalara kendi saçlarından kaş, kirpik ve saç dahi ekliyorlar.
Alttaki fotoğrafta gördüğünüz Frank Morris’in yaptığı kafa, burnu kırık değilmiş ancak sabah gardiyan yaşadığı şok ile düşürmüş.
Biri Başaramıyor;
Planı 4 kişi yapıyor demiştik ancak aralarından birisi işleri tam beceremiyor ve kaçmaya da cesaret edemeyip hapishanede kalıyor. Frank Morris ve Anglin kardeşler ise koridora çıkıyor havalandırmaya tırmanıyor ve oradan da çatıya çıkıyorlar.
Yanlarına ise can yeleği dahi alıyorlar. Bu can yeleklerini ise daha önceden yağmurluklarının kenarlarını ısı ve basınç yardımıyla kapatarak elde ediyorlar. Isıyı ise atölyedeki bir sıcak su borusunu delerek elde etmişler ve basınç için kalas kullanmışlar. Bu fikri muhtemelen okumalarına izin verilen dergilerden birinde edinmişlerdi.
Nitekim kaçmanın imkansız olduğu görülen Alcatraz Hapihanesi’nden bu 3 mahkum gecenin bir yarısı kaçmayı başarmıştı. Sabah olduğunda ise alarmlar çalmaya başlamış ve FBI her yerde bu 3 mahkumu aramaya başlamıştı. İşin ilginç yanı da 50 yıldan fazla süredir bu 3 kaçak sırra adeta kadem basmıştı, zira FBI ne yıllar sonra kendilerine ne de körfezde cesetlerine ulaşabildi.
Bu kaçış olayı 1962 yılında yaşanmış ve 1963 yılında Alcatraz kapatılmıştır, şimdi ise bir müze olarak hizmet vermektedir.
Konu ile alakalı olarak Alcatraz’dan Kaçış filmini izlemeyenlere tavsiye edebilirim. Eski ama oldukça kaliteli bir filmdir.
50 Yıl Sonra Gelen Mektup;
2013 yılında ise FBI’a ilginç bir mektup geliyor, gönderen kişi ise kaçmayı başaran isimlerden John Anglin;
”Benim ismim John Anglin. 1962 yılının Haziran ayında Alcatraz hapishanesinden kardeşim Clarence Anglin ve Frank Morris ile beraber kaçtım. Şimdi yaşım 83 ve oldukça kötü durumdayım ve kanserim. Alcatraz’dan birlikte çok zor da olsa kaçmayı başardık. Frank 2005 yılında hayatını kaybetti. Şu anda bir başka isimle mezarı İskenderiye şehrinde. Ağabeyim Clarence Anglin ise 2011 yılında hayatını kaybetti. Eğer bana sağlık imkanları sağlanma sözü verirseniz, televizyonda hapse gireceğime dair söz vereceğim.
Fakat televizyonda böyle bir haber görülmediği için, muhtemelen John’un mektubu cevapsız kaldı ve ölüme terk edildi.
