Antik Kent Petra: Dünyanın Yeni 7 Harikasından Biri!

Günümüzde Ürdün ülkesinin sınırları içinde yer alan ve dünyanın en gizemli bölgelerinden biri ola Petra, tarih sahnesinden silinmeden önce Nebati Krallığının başkentiydi ve halk göçebe kabilelerden oluşuyordu. Milattan önce 400 ile milattan sonra 106 yılları arasında burada büyük bir kent kurdular ve onu geniş bir ticaret krallığının merkezi haline getirdiler.
Petra’nın tarihi;
O dönemin en zengin kişileri olan Nebatiler bunu tüm dünya ile yaptıkları ticarete borçluydular. Milattan önce 312 yılında Yunan İmparatorluğu bu şehre saldırdı. Ancak şehir dağlık arazilere kurulu olduğu için Yunan işgalcilere karşı şehri savunabilmeyi başardılar.
Ancak bu aldıkları ilk saldırı değildi. Nebati Krallığı milattan sonra 106 yılında Romalıların istilasına uğradı ve kent Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. 400’lü yıllarda bölgede oluşan büyük depremler sonucu ekonomik olarak kent çöküşe geçti ve şehir eski ihtişamını kaybetti. 8. yüzyıla gelindiğinde ise kentte hiç kimse kalmayınca zamanla Nebatilerden geriye sadece antik bir şehir kaldı.
Petra’nın keşfi;
Petra antik kenti 1000 yıldan daha uzun bir süre kayıp bir şehir olarak bilindi. 1812 yılında İsviçreli bir gezgin olan Johann Ludwig Burckhardt, Nijer nehrinin kaynağını araştırmak için çıktığı yolculukta tesadüf eseri harabeleri görmüş ve daha sonra bu kayıp şehri keşfetmiştir. Kent, 6 Aralık 1985 tarihinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış ve 2007 yılında da Dünyanın Yeni 7 Harikası’ndan biri olarak seçilmiştir.
Petra kentindeki yapılar;

Nebati Krallığı, Petra kentinin güneşin açısına göre rengi pembe, kırmızı, turuncu ve sarıya dönüşen yumuşak kum taşı kayalarına, oyma sanatı ile görkemli tapınaklar, kaya mezarlar, anıtlar, evler, ticarethaneler ve hayranlık uyandıran bir amfi tiyatro inşa ettiler.
Petra antik kentinde en çok turist çeken ve tarihi önem taşıyan yapıların bazıları şunlardır; El-Hazne, El Deir Manastırı, Kraliyet Mezarları, Hz. Musa’nın kardeşi olan Hz. Harun’un mezarı ve Yunan stilinde inşa edilmiş bir amfi tiyatrodur. Bu ihtişamlı yapıların büyük bir bölümü bölgenin doğal yapısı nedeniyle günümüze kadar ulaşabilmeyi başarmıştır.
Oyma sanatı ile işlenmiş bu kentin görkemi gerçekten dillere destan, ancak en görkemli yapısı olan El-Hazne’ye ulaşmak için yaklaşık bir kilometrelik Siq adı verilen bir geçitten geçmeniz gerekiyor. Buraya develerle veya faytonla gidilebiliyor ancak ortamın büyüsüne kapılmak için yürümek en doğrusu.
El-Hazne;

El-Hazne 25 metre genişliği ve 40 metrelik uzunluğa ile hemen hemen 11 katlı bir bina yüksekliğine denk bir yapıdır. El-Hazne önünde bulunan bazı oymalar Antik Mısır ve Antik Yunanistan kültüründen figürlere sahiptir.
Uzmanlar kentin keşfedildiği günden bu yana neredeyse 200 senedir bu yapının inşaatı ardındaki mühendislik dehasını çözmeye çalışıyor. Ayrıca yapılan araştırmalara göre bölgede 10 bin yıla kadar yaşam izleri bulundu. Araştırmalar Petra’nın güzelliğinin yanı sıra gitgide gizemini de artıyor.
Son olarak Indiana Jones, Mortal Combat, Mumya Geri Dönüyor, Sinbad gibi gişe yapmış önemli filmlerin bazı sahneleri de burada çekilmiştir.
purchase cialis pills buy cialis 10mg sale buy cheap generic ed pills