Çernobil Faciası: Neler Yaşandı, Türkiye’deki Etkileri!

Ukrayna’nın Pripyat şehri yakınlarında yer alan nükleer santralde gerçekleşen bu kaza, binlerce yıl sürecek bir felakete sebep oldu. Kaza gecesi ve sonraki günlerde neler yaşandı, felaketin Türkiye’ye etkisi ne denli oldu, Türkiye ne gibi önlemler aldı; tüm ayrıntıları ile Çernobil faciası;
Kazanın ilk saatleri;
26 Nisan 1986 Cumartesi gününün ilk saatlerinde, saat tam olarak 01:23’de Ukrayna’nın Pripyat şehri yakınlarında yer alan Çernobil Nükleer Santrali’nin 4. reaktöründe gerçekleşen rutin bir sistem testi esnasında beklenmedik bir şey oldu. Bir güç dalgası yayılmaya başlanmış ve acilen kırmızı alarm verilmişti. Ancak güç çıkışı önünü alamayacakları bir şekilde büyüme gösterdi ve reaktör tutuşmaya başladı, ardından ise bir patlama meydana geldi.

Nitekim bu patlama ile birlikte başta Pripyat şehri olmak üzere gökyüzüne doğru zehirli bir bulut yükseldi. Böylece zincirleme bir felaketin fitili de ateşlenmiş oldu. Olayın yaşandığı ilk saatlerde 31 görevli hayatını kaybetti, ancak bu ölümler bu facianın yalnızca küçük bir başlangıcıydı.
İlk müdahaleler;
Patlamanın ardından bölgeye gelen itfaiye ekipleri radyoaktif bir tehditle karşı karşıya geldiklerinden haberleri yoktu. Sadece iki dakika orada bulunmaları hayatları boyunca alacakları radyasyon miktarından daha fazlaydı. İtfaiyeciler mide bulantısı ve kusmaktan görevlerini yapamadılar, bir kısmı kısa süre içinde hayatını kaybetti. Yangın söndürülmüştü ancak radyasyon yayılımının engellenmesi gerekiyordu, aksi taktirde tüm Asya, Avrupa ve Afrika bu faciadan etkilenecekti.
Bu felaketin büyümesi hayatlarından vazgeçen binlerce insan tarafından sağlandı. Asker, işçi, madenci, itfaiyeci ve birçok sivil tehlikeyi göz göre göre gönüllü olarak bu görevde yer aldılar. Hükumet ilk önce robotları kullanmayı düşündü ancak robotlar radyasyon yüzünden çalışmıyordu. Bu iş için günde bir kişinin 3 dakika çalışmasına müsaade edildi. Çünkü 10 dakikadan fazla o bölgede bulunulması intihar demekti. 15 gün içinde enkaz toplandı ve kaza merkezinin altına beton döküldü. Üstü tekrar güçlü bir betonla kaplandı, bu sayede zehirli maddenin yayılması engellendi. Bu çalışma sonucunda gönüllüler her ne kadar günde 3 dakika çalışsa da binlercesi hayatını kaybetti, kalanlar ise kansere yakalandı.
Şehrin boşaltılması;
Radyasyondan yoğun oranda etkilenen çevre bölgede yaşayan 135 bin insan, iki gün içinde bölgeye sevk edilen binlerce otobüs ile şehirden hızla uzaklaştırıldı. Arkalarında ise her şeylerini bıraktıkları hayalet bir şehir kaldı.

Milyonlarca insana tiroit kanseri için ilaçlar dağıtıldı, buna rağmen tiroit kanseri 10 kat artış gösterdi, hastalıklar çoğaldı ve sakat çocuk doğma oranı yüksek derecede arttı. Yetkililere göre bölgede 900 yıl kimse yaşayamayacak ve kirliliğin tam olarak temizlenmesi ise yaklaşık 50.000 yıl sürecek.
Pripyat şehri Ukrayna’nın sınırında yer alan bir şehirdir. Radyasyonun hava koşulları nedeniyle yayılması sonucunda faciadan en çok etkilenen ülke Belarus veya diğer adıyla Beyaz Rusya olmuştur. Diğer en çok etkilenen ülkeler ise Ukrayna, Rusya, Bulgaristan İngiltere ve daha sonra tüm Avrupa.
Çernobil’in Türkiye’deki etkileri;
Coğrafi konumu nedeniyle kazadan en çok etkilenen bölgemiz Karadeniz bölgesi olmuştur. Karadeniz bölgesinin sahil şeridinde rastlanan kanser hastalıkları Çernobil faciasına atfedilmektedir. Ancak o yıllarda ülkemiz yine bildiğimiz gibiydi ve alınan önlemler ne yazık ki çok azdı, hatta trajikomik bir durumdu.
1 Mayıs günü SSCB büyük elçisi, Türk yetkilileri Karadeniz’de ölçüm yapmaları konusunda uyardı. Türkiye’deki yetkililer ise bu söylemleri bir iddia olarak nitelendirerek; bunlar batının oyunları demiştir. O zamanın sanayi bakanı Cahit Aral, yapılan bir basın toplantısı sırasında çayımızda radyasyonun olmadığını ve gönül rahatlığıyla içilebileceğini söylemiştir, hatta bunu kendince ispat etmek için kameralar karşısında çayını yudumlamıştır.

Bunlara ek olarak Cahit Aral daha sonra şu sözleri de söylemiştir; ”Şu Çernobil haberleri büyütülmesi yüzünden turizmimiz de, ticaretimiz de aksadı.”
Başta Almanya olmak üzere birçok ülke o yıllarda Türkiye’den çay almamıştır. Türkiye ise yetkililere güvenerek çaylarını içmiş ve son 30 yılda kanser hastalıkları bir hayli artmıştır. Buna en meşhur örnek ise Karadeniz’in önemli sanatçılarından Artvin doğumlu Kazım Koyuncu’nun da genç yaşında kanser hastalığından hayatını kaybetmesidir.
Notlar;
Bu kazadan sonra yüz binlerce insan kanser hastalığına yakalanırken, önümüzdeki 50 yıl içinde bu kaza nedeniyle kansere yakalanan hastaların sayısı yüz milyonlara ulaşacağı tahmin edilmektedir.
2016 yılında Ukrayna hükumeti yaklaşık 1,5 milyar dolara mal ettikleri 274 metre genişliğinde, 108 metre uzunluğunda ve 36 ton ağırlığındaki devasa bir kalkanı reaktörün üzerine kapatarak önemli bir önlem almıştır.
Bu bölgenin bazı yerleri güvenli olduğu söylendikten sonra bölgeye turist akımları başlamıştır ve 2011 yılından beri insanlar bu hayalet şehri görmek için bölgeye akın etmektedirler. Fakat son zamanlarda yasaklanmış ve tehlikeli adlandırılan bölgelere girmek hükumet tarafından yasaklanmasına rağmen, bu felaketi konu olan Chernobyl dizisinden sonra sosyal medyada bir akım başlamış ve insanlar fotoğraf çekip konuşulmak veya beğenilmek için gizlice bu yerlere girmeye başlamışlardır. Ne diyelim, bırakalım girsinler…