Dyatlov Geçidi Vakası: O Dağlarda Neler Yaşandı!
Günümüzden 60 yıl önce 25 Ocak 1959 tarihinde, 10 kişilik bir grup Ural Dağlarında iki haftalık bir gezi planlar. Profesyonel dağcılardan oluşan bu grup, Dyatlov Geçidi Vakası olarak tarihe geçecek dünyanın en büyük gizemlerinden birine konu olacaklarını bilmeden gezi planlarını uygulamaya başlarlar.
Ancak bu grubun en şanslı sayılacak üyesi Yuri Yudin ayağının burkulması sebebiyle yolculuğunu sonlandırmak zorunda kalır.
2 kadın 7 erkek kalan 9 kişi ise yoluna devam eder. Bu 9 kişi geziyi 12 şubatta bitirip, geri dönmeleri gerekiyordu ancak gruptan ses çıkmayınca arama çalışmaları başlatılır.
Helikopter desteğiyle aranılan grubun kamp yerine kısa sürede ulaşılır ancak kamp alanında hiç kimse yoktur. Yapılan incelemeler sonucu çadırın içeriden parçalandığı saptanılır. Artık dağcılar ne ile karşılaştıysa çadırın fermuarını bile açmak akıllarına gelmeden çadırı parçalamış ve kaçmışlardır.
Cesetler yavaş yavaş ortaya çıkıyordu;
Yapılan aramalar sonucu kamp alanından 180 metre uzaklıkta ilk ceset bulunur, 300 metre ileride grubun lideri Igor Dyatlov, 330 metre ileride bir başka ceset yalın ayak bir vaziyette bulunur. Gruptaki diğer dağcıların bulunması ise epey bir vakit alır çünkü karlar yüzünden üstleri kapanmıştır.
Bir süre sonra üç cesede daha ulaşırlar. Araştırmalar sonucu dağcıların kampa geri dönerken hayatlarını kaybettikleri anlaşılır. Kalan üç cesedin bulunması ise 2 aydan fazla süre alır. Olayın en büyük gizemi ise dağcıların ne gördüğü ve ölüm şekilleridir.
Bilinmeyen bir güç;
Dağcılar bilinmeyen bir dehşete kapılmış ve hepsi farklı yerlere doğru kaçmış, kaçarken ağaçlara çarparak ciddi yaralar almıştı. Ayrıca bulunan cesetlerin hepsi şiddetli darbeler sonucu ölmüştü. Birinde ölümcül bir kafatası zedelenmesi vardı, diğer iki kişinin göğüs kafesleri paramparçaydı. Uzmanlar böyle büyük hasarları bir insanın yapamayacağını belirtti.
Yapılan incelemeler sonucundan bu gizemli olay çözülmekten öte daha da karmaşık bir hal almaya başladı, mesela cesetlerin iç organlarının ezilmiş olduğu belirlenir fakat ilginç olan cesetlerde dışarıdan ne bir darbe ne bir boğuşma izi vardır.
Diğer bir kadın dağcının dudağı, dili ve gözleri yoktu. Bu 9 dağcı bilinmeyen bir sebepten dolayı vahşice ölmüştü. Peki bu 9 dağcıyı kamplarından, çadırlarından uzağa götüren şey neydi?
İncelemeler sonucu elbiselerin üzerinde radyasyon tespit edildi. Acaba bu 9 Rus dağcı bir nükleer denemenin ortasında mı kalmıştı. Böyle şiddetli bir şekilde darbe almaları nükleer patlama yüzünden olabilirdi ama sadece iki dağcının kırıkları olması bu ihtimali zayıflattı.
Komplo teorileri;
Konu ile alakalı olarak efsanevi yaratık Yeti (Koca Ayak) gibi fantastik teoriler de ortaya atıldı, çünkü uzmanlar böyle darbeleri insanın yapabilmesi mümkün olmayacağını ancak trafik kazalarında olabileceğini söylemişti. Ama bu teoride gerçeğe dayalı olmadığı için zayıf kalıyordu.
Rus polisi ve KGB bu gizemli olayı Mayıs 1959’da kapattı ve dağcıların tümünün ”Bilinmeyen bir güç” tarafından öldüklerini kayda geçirdi. Konu ile alakalı ”Sırların Bedeli” , ”Dokuz Yaşam” ve birçok kitap yazıldı.
Bu olay ara ara gündeme gelse de hala gizemini korumakta.
Dyatlov geçidi filmi;
Son olarak bu konu ile ilgili bir de film yapılmıştır, belki göz atmak isterseniz diye kısaca bahsetmek istiyorum. Film dediysem beklentiniz yüksek olmasın, çünkü film bile sayılmaz daha çok belgesel tadında ilerleyen amatör bir yapım olmuş. Bu gizemli olay ilginizi çektiyse bir bakın derim ancak beklentilerinizi yüksek tutmayın. Keşke bu konu üzerine kaliteli bir film olsaydı, çünkü Dyatlov Geçidi Vakası dünya üzerindeki sırrı çözülemeyen en gizemli olaylardan birisidir. Bu arada unutmadan filmin ismi Şeytan Geçidi.
