Frida Kahlo Kimdir? Hayatı, Sözleri ve Eserleri!

20. yüzyılın popüler kültür ikonu haline gelen Frida Kahlo, 6 Temmuz 1907 günü Meksika’nın güneyinde Coyoacan beldesinde, Wilhelm Kahlo ve Matilde Calderon Gonzales’in çocukları olarak dünyaya geldi. Ressamlığının yanı sıra, şiirleri, inişli çıkışlı özel yaşamı ve politik görüşleri ile de tanınır. Sanatı sürrealist olarak tanımlanmıştır ancak kendisi bu tanımı reddetmiş ve tuvallere hayatını resmettiğini savunmuştur.
Çocukluğu;

Frida Kahlo 6 yaşındayken geçirdiği çocuk felci onun bir bacağının daha zayıf olmasına neden olmuş ve bu yüzden okul yıllarında ”Tahta Bacak Frida” olarak çağrılmıştı. Frida bacağındaki bu gelişim bozukluğunu gizlemek için genelde etek veya pantolon giydi. Ancak bu engeline rağmen başarılı bir öğrenci olan Frida, o dönemin en iyi eğitimini veren Ulusal Hazırlık okulunda okudu.
Bu okul sayesinde Frida sanat, edebiyat ve felsefe gibi alanlara yöneldi, oysa kendisi çocukken doktor olmak istiyor sanata dair hiç bir ilgisi bulunmuyordu. İleride Meksika’nın önemli isimlerinden olarak anılacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda, Alfonso Villa gibi isimlerle arkadaş oldu. Okul zamanlarında politik bir gruba katıldı. Grubun lideri Alejendro Gomez’e aşık oldu.
Hayatını Değiştiren Kaza;

Hayatının 2. darbesi 18 yaşında bir kaza ile geldi. 7 Eylül 1925 tarihinde o zamanki aşkı Alejendro Gomez ile okuldan eve dönerken bindikleri otobüs bir tramvay ile çarpıştı. Bir çok kişinin öldüğü bu kazada Frida’nın sol kalçasına bir demir çubuk girip leğen kemiğinden çıkmıştı.
Alejendro Gomez ise kazayı hafif atlatmış ve bir yıl kadar sonra hayatı hastanelerde geçen Frida’yı terk etmişti. Frida daha sonra Alejendro’nun bu portresini yaparak onunla son kez vedalaştı.
Kazadan bir çok kırık ile kurtulan Frida daha sonrasında omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acı ile yaşamını sürdürecek, 32 kez ameliyat olacak ve 1953 yılında yani kazadan 28 yıl sonra sakat olan sağ bacağı kangren yüzünden kesilecekti.
Resim Yapmaya Başladı;

Frida resim yapmaya da bu hastane koridorlarında başladı. Babası bu sıkıntılardan bir nebze uzaklaşabilmesi için Frida’ya boyalar, tuvaller, fırçalar getirdi. Frida yatağındaki aynaya bakarak otoportreler çizdi.
1927 yılı sonunda ilk adımlarını atmaya başlayan Frida, bu dönemlerde sanat ve politika ile ilgilenmeye başladı. 1928 yılında bir arkadaşı Frida’yı, Küba Komünist Partisi kurucusu ve siyasetçi Julio Antonio Mella’nın bir grubuna soktu. Bu grubun ve üyelerin partilerine giden Frida bu partilerin birinde Julio’nun sevgilisi Tina Modotti ile ve Tina’nın arkadaşı, aynı zamanda Meksika’nın Michelangelo’su olarak ün yapan ressam Diego ile tanıştı.
Fil ile Güvercin;
Daha sonra Frida ve Diego arasında romantik bir ilişki başladı. Bu iki ressam çift, 21 Ağustos 1929 tarihinde evlendi. Diego’nun üçüncü, Frida’nın ilk evliliği olan bu evlilik çoğu kişi tarafından yakışıksız bulundu ve çiftleri ”Fil ile Güvercin’in Evliliğine” benzettiler. Ancak gönül ferman dinlememiş, Frida Diego’ya aşık olmuştu bir kere.

Frida bir süre sonra hamile kaldı ancak geçirdiği kazalar ve zarar gören organları bu doğuma izin vermedi.
Frida ve Diego’nun evlilikleri sürekli inişli çıkışlı ve güvensiz bir evlilik olmuştu.
Diego’nun Frida’yı aldatması daha sonra Frida’nın intikam almak için Diego’yu aldatması ile yıllarca çift farklı bir çok aşk ve ilişki yaşamıştır. Diego modellik yaptığı kadınlarla ilişki yaşaması üzerine Frida New York’a resim sergisi üzerine gittikleri sırada gazeteci Nickolas Muray ile bir ilişki yaşadı ve bu ilişkiden hamile kaldı.
Çocuğu doğuramayacağını bilen Frida çocuğu düşürmek için kinin yuttu fakat yoğun bir kanama geçiren Frida 13 gün boyunca hastanede yattı.
Bu sırada annesinin rahatsızlandığını duyan Frida annesinin yanına gitti ancak 15 Eylül 1932’de annesi göğüs kanserinden hayatını kaybetti. Frida’nın annesi ile araları pek iyi değildi. Bunun en büyük sebebi ise annesinin Diego ile evliliğine müsaade etmemesi ve düğüne katılmamasıydı.

Meksika’ya geri dönen Frida-Diego çifti beraber bir ev tutsalar da evi ikiye bölmüş, ayrı ayrı kalıyorlardı. İkisi evli gibi görünse de öyle yaşamıyorlar, her ikisi de farklı ilişkiler yaşıyordu. Frida 3. ve son çocuğuna bu dönemde ilişki yaşadığı Japon heykeltıraş Isamu Noguchi’den hamile kaldı.
Fakat bu çocuk alma operasyonu daha ağır geçmiş ve Frida’nın kangren olan 3 parmağı kesilmişti.
Frida’yı bu dönemde en çok etkileyen darbe Diego ve kız kardeşinden geliyor. Diego, Frida’yı kız kardeşi Christina ile aldatıyor.

Hem eşinden hem kız kardeşinden yaşadığı bu travma Frida’yı oldukça etkilemiş ve kısa süre içinde Diego’dan boşanmıştır. Artık kendini tamamen alkole veren Frida, en zorlu diye tabir ettiği zamanlarını geçirdi.
Hiç resim yapmıyor, alkol ve sekse dayalı düzensiz bir hayat sürdürüyordu.
Babasının Ölümü;
Frida 14 Nisan 1941 yılında babasının ölüm haberini aldı. Bu kayıp Frida için çok zordu, çünkü babasına karşı çok büyük bir sevgi besliyordu. Bu ölümden sonra Frida baba ocağı Mavi Ev’e döndü. Bundan sonra geçen zamanda Frida’nın sağlığı gitgide bozulmaya başlamış ve genç yaşında yaşadığı kaza ile ilgili bir takım ameliyatlar daha geçirmişti.
1950 yılında Frida artık yatağa tutsaktı.
1953 yılında sağ bacağının dizden aşağısı kangren sebebiyle kesildi.
Yaşam mücadelesini hayat boyu sürdüren Frida bu olaydan sonra şu sözü söylemiştir; ”Uçmak için kanatlarım olduğuna göre, bacağa ne gereksinim var.”
Frida Kahlo 13 Temmuz 1954 tarihinde akciğer embolisi teşhisi ile son nefesini vermiş, ertesi gün yakılmış ve bugün külleri Mavi Ev’de muhafaza edilmektedir. Diego, Mavi evi 1955 yılında devlete bağışlamış ve Mavi Ev, ”Frida Kahlo Müzesi”haline getirilmiştir.
Frida Kahlo ölmeden bir kaç gün önce şu sözleri söylemiştir; “Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.”
Frida Kahlo hemen alttaki eserinde 9 ok ile yaralandığını kendi tarzıyla resmetmiş ve resimde hayatta aldığı 9 büyük yara olduğunu belirtmek istemiştir.

Bunlar;
1. Yaşadığı sakatlık
2. Geçirdiği büyük kaza
3. Alejandro tarafından terkedilişi
4. Kaybettiği Çocuğu
5. Kaybettiği Çocuğu
6. Kaybettiği Çocuğu
7. Eşi ve kardeşinin ilişkisi
8. Diego ile ayrılışı
9. Babasının ölümü
Sözleri;
-İçimde 40 kadın, 40’ı da yabancı, 40’ı da öteki.
-Rüyaları ya da kabusları asla resmetmedim. Resmettiklerim benim kendi gerçeklerimdi.
-Acılarımı boğmaya çalıştım; ama pislikler yüzmeyi öğrendiler ve şimdi ben, bu hoş ve iyi his tarafından alt edildim.
-İyileşmek mi?” dedi Frida. ”Ama ben hasta değilim ki. Kırık döküğüm. Aynı şey değil, anlıyor musunuz?
-Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.
-Mutluluk nedir, biliyor musun? diye sordu Frida, muzip bir bakışla.
-Sosyalizm olabilir ya da belki nirvana.
-Hayır öyle değil, şu an mutluluk nedir?
-Sıcacık öğle yemeğini getirdiğin çiçekli küçük sepet.
-Bak Diego, yine bulamadın. Şu an mutluluk, bu söylediğinin biraz daha ötesinde bir şey. Ben hamileyim. Duyuyor musun? Kurbağayla beyaz güvercin karması minik bir bebeğim olacak.”
Frida Kahlo
Notlar;
Frida Kahlo son yıllarında günlük tutmaya başlamış ve bu günlük sayesinde o dönem yaşadığı hayat daha fazla bilinir hale gelmiştir.
Diego ile 1946 sonrası ikinci kez boşanmıştır.
Mavi Ev Müzesi’nde Frida Kahlo’nun giysileri, protezi, boyaları ve diğer eşyaları sergilenmektedir. Müze doğduğu evdir, 10:00-17:30 saatleri arasında açıktır. Pazartesi tamamen kapalıdır.
Doğum Günü 6 Temmuz olmasına rağmen doğum gününü Meksika Devrimi’nin gerçekleştiği 7 Temmuz olarak kabul etmiştir.
Frida’nın hayatını anlatan birden fazla film vardır ancak aralarında en meşhuru 2002 yılında baş rolünde Salma Hayek ile beyazperdeye uyarlanan ”Frida” isimli filmdir.
2005 yılında ”The Life and Times of Frida Kahlo” ismi ile Frida Kahlo’nun hayatını anlatan bir belgesel filmi çekilmiştir.