Küçük Albert Deneyi: Bilimin Karanlık Yüzü!

Küçük Albert Deneyi: Doktor John Broadus Watson bir kuram üzerinde araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmaları insanların korkuları ile alakalıdır. Doktor John Watson’a göre insanların korkuları küçük yaşlardan itibaren kazandığı, bilinçaltına yerleşmiş bir takım duygulardır.
Denek Arama;
John Watson bu kuramı laboratuvarında bir deneye tabi tutmak ister fakat bunun için bir deneğe ihtiyacı vardır. Doktor Watson için en iyi denek henüz hiçbir korkuya sahip olmayan (yükseklik ve ses hariç, çünkü bu korkular doğuştan gelir) bir bebektir.
Bu araştırması için kullanabilecekleri bir bebek ararlar ve izin alabildikleri bir anne bulurlar. Annenin bu deneye izin vermesinin nedeni ya çok ihtiyacı olduğu için ya da deneyin içeriğini tam olarak kavrayamadığı için olduğu düşünülüyor.
Nitekim 9 aylık sağlıklı bir bebek olan Douglas Merritte’de karar kılınır ve bebek laboratuvara götürülür. Tarihin en önemli psikolojik deneylerinden biri olan Küçük Albert Deneyi böylece başlar. Bebeğe Albert adında bir takma isim verilir. Doktor Watson asistanı Rosalie Rayner ile birlikte ilk etapta Albert’a birkaç temel duygusal test yaparlar.
Deney başlıyor;

Daha sonra bu masum bebeğe sırasıyla beyaz bir fare, tavşan, köpek, maymun, maske, pamuk, yün gibi ilk kez karşılaşabileceği nesneler gösterilir. Albert tüm bu nesnelerin hiçbirinden korkmaz, hatta bazılarına güler ve onlarla oyunlar oynar.
Daha sonra Albert odada tek başına bırakılır ve Watson’ın asistanı Rosalie Rayner odaya bir fare getirerek, Albert’la fareyi yalnız bırakırlar. Albert tek kaldığında fareden yine korkmaz ve fare ile oyunlar oynar. Bu aşamadan sonra Doktor Watson deneyi biraz daha ileriye taşır.
Deneyin 2. aşaması;
Bu sefer Doktor Watson elinde bir çekiç ve demir çubukla odaya girer. Watson, Albert’ın fareye her dokunduğu esnada elindeki çekici demir çubuklara vurarak ses çıkartır. Bu sesten korkan Albert ağlamaya başlar ve ağlaması geçip tekrar fareye dokunduğunda Watson elindeki demir aletler ile tekrar gürültü çıkartır.
Daha sonra fareden çekinmeye başlayan Albert fareye dokunmak istemez ve fareden uzaklaşmaya çalışır. Doktor Watson ise odaya farenin yanı sıra başka tüylü nesnelerde getirir. Albert ilk başlarda korkmadığı tüm tüylü nesnelerden artık uzak durmaya, onlardan kaçmaya başlamıştır.
Deney bitirilmez;
Artık deney sonuca ulaşmıştır. İnsanlar korkularını sonradan kazandığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. Fakat Doktor Watson deneyi burada bitirmez ve deneyi daha ileriye taşıyarak kendi yüzüne sakallı veya tüylü objeler giyerek Albert’ın karşısına çıkar. Albert’ın tüylü nesnelerden korkusu gitgide artar.

Albert 1 yaşına geldiğinde deney nihayet sona erer ve çocuk annesi tarafından alınır. Doktor Watson üzerinde çalıştığı teori hakkında başarılı olmuştur. Fakat anne, çocuğunda bir şeylerin değiştiğinin farkına varmıştır. Doktor Watson, Albert’ı bu korkularından kurtarması ve tekrar eski haline getirmesi için yine deneyler yapmak ister ancak Albert’ın annesi daha kötü sonuçlar olabileceğini düşünerek çocuğunu vermek istemez.
Albert’ın ölümü;

Küçük Albert yani Douglas Merritte, akrabalarının söylediğine göre hiçbir zaman konuşamamış. Deneyden beş yıl sonra altı yaşındayken ise hidrosefali (beyinde su toplanması) hastalığından hayatını kaybeder.
Ve hiçbir açıdan etik olmayan bu deney, bilim tarihinin en tartışmalı ve yüz kızartıcı deneylerinden biri olarak tarihe geçer.