Antik Mısır’da Mumyalama İşlemi Nasıl Yapılıyordu?
Antik Mısır çok tanrılı bir inanç sistemine sahipti. İnançlarına göre ölen kişilerin tekrar dirileceğine ve kendi cesedini bulup yeni hayatına devam edeceğine inanırlardı. Bu yüzden bedenlerinin bozulmaması ve tekrar dünyaya geldiklerinde bedenlerini tanıyıp kullanabilmesi için onları muhafaza etmeleri gerekiyordu ve bu yüzden mumyalama işlemlerine başvurdular.
Mumyalama İşlemi;
Mumyalama işleminde ilk olarak uzunca bir çengel yardımı ile ölünün burnundan çengel sokularak beyin dışarıya çıkarılırdı. Daha sonra karnının sol tarafından dikine kesilerek tüm iç organlar alınırdı, kalpte dahil. Ancak kalp dışarıya alınıp kurutulduktan sonra tekrar bedenin içine konurdu. Çünkü Mısırlılar’da kalp ile hareket ettikleri ve düşündüklerine dair bir inanış vardır.
Akciğer, bağırsak, mide, karaciğer gibi iç organlar alınıp kurutulduktan sonra kanopik adı verilen vazolara konulurdu. Bu vazolarda daha sonra mumyanın yanına koyularak gömülürdü. Bu işlemden sonra ceset çeşitli baharatlar ve şarapla yıkanırdı. Yıkandıktan sonra vücudun neminin emilmesi için beyaz katı kristal toz şeklindeki sodyum tuzlarından biri olan natron ile kaplanır ve böylece 40 gün boyunca bekletilirdi.
Daha sonrasında vücudun daha insani bir şekil alması için boş kalan kısımlar kum ile doldurulur. Bu aşamadan sonra ceset ketenler ve kumaşlar ile sıkı sıkına sarılırdı. Baş kısmına bir maske koyulur ve organlarının bulunduğu vazolar ile birlikte bir lahdin içine konurdu. Üstüne de bir takım koruyucu muskalar ve çeşitli değerli özel eşyalar konulurdu.
Son olarak ‘Ağız Açma Töreni’ denilen bir uygulama ile diğer dünyada görebilme ve konuşabilmesi için rahip özel bir alet ile yüzüne dokunurdu. Daha sonra lahdin üstü kapatılır ve mumya gizli bir bölüme nakledilirdi. Mumyanın koyulduğu odanın çevresine özel eşyaları koyulur ve bazen odanın duvarlarına ileride mezar hırsızlarını caydırmak için korkutucu bir takım sözler yazılırdı.
Eğer mumyalanan kişi Firavun ise çok fazla sayıda değerli eşyalar ile birlikte gömülürdü. Mumyalama işleminde kullanılan aletler ve ne işe yaradıklarına değinecek olursak;
İlgili içerik: Firavun Tutankamon’un Dönemi, Keşfi ve Laneti! Okumak için buraya tıklayın.
Muska;
Bu muska çoğunlukla cesedin çevresi kumaşlar ile sarılırken içlerine ve mumyanın etrafına konulur, ölümünden sonra mumyayı koruyacağı düşünülürdü. Bu muska Antik Mısır’da halk arasında da insanlar tarafından kullanılıyordu.
Uşabti;
Mumyaya benzer bu heykeller mumyanın yanlarına koyulur ve diğer dünyada ölen kişi ile birlikte canlanarak onların hizmetçisi olacağına inanılırdı.
Kanopik veya Kanope;
Tanrı Horus’un dört oğlunu temsil eden dört kanopik vazo vardır ve bunların her biri farklı organları koruyordu, bunlardan;
Imsety (insan) karaciğeri koruyordu.
Hapy (maymun) akciğerleri koruyordu.
Qebhesneuf (şahin) bağırsakları koruyordu.
Duamutef (Ölüm Tanrısı Anubis ‘Çakal’) mideyi koruyordu.
Mumyalama işlemi ve kullanılan malzemeler bu şekildeydi ancak Antik Mısır’da insanlardan ziyade hayvan mumyaları daha fazladır. Mısır’da ekserisi köpek mumyası olan milyonlarca hayvan mumyası bulunmuştur.
Yeryüzünde Antarktika hariç tüm kıtalarda mumyalara rastlanmıştır. Mısır’da bulunan en eski mumya milattan önce 1500’lü yıllara dayanmaktadır. Ancak Şili’de 7 bin yıllık olduğu tahmin edilen bir mumya bulunmuştur. Son olarak günümüzde, özellikle Afrika’nın bazı bölgelerinde mumyalama işlemleri yapılmaya hala devam etmektedir.
