Telefonun Gerçek Mucidi Antonio Meucci Kimdir?

Bugün Google’a telefonu kim icat etti diye sorarsanız; Graham Bell ile birlikte Antonio Meucci ve Amos Dolbear adında iki kişi daha çıkıyor. Peki neden sadece Graham Bell çıkmıyor. Gelin şu olaya bir de yakından bakalım.
Aslında bu hikaye biraz da Nikola Tesla gibi bir bahtsızlık öyküsüdür. Bu durumda Graham Bell de, Edison oluyor desek pek yanlış olmaz sanırım. Olayın içeriğine geçmeden şunu baştan söyleyeyim; telefonun gerçek mucidi Graham Bell değil, Antonio Meucci isimli bir mucittir.
Antonio Meucci kimdir;
Antonio Meucci 13 Nisan 1808 tarihinde İtalya’nın Floransa kentinde, Amatis ve Domenica çiftinin ilk çocukları olarak dünyaya geldi. Kendisinden küçük 8 kardeşe sahip olsa da dördü henüz çok küçükken hayatlarını kaybetti.
Antonio Meucci çok küçük yaşlardan itibaren teknik konulara ilgili bir çocuktu. 15 yaşında iken Floransa Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydoldu; burada kimya, makine ve elektrik dersleri aldı. Bu konular ileride bir mucit olarak geleceği için ilk temelleri attı. Fakat genç Meucci, ailesinin maddi durumlarından dolayı 2 yıl sonra okulu bırakmak zorunda kaldı. Bekçilik ve gümrük memuru gibi farklı işlerde çalıştıktan sonra 1833 yılında Floransa’daki Della Pergola tiyatrosunda sahne teknisyeni olarak işe başladı.
Antonio Meucci 1834 yılında, yani Graham Bell doğmadan 13 yıl önce, sahne ve kontrol odası arasında iletişim kurabilmek için bir tür akustik telefon icat etti.
Aynı yıl Meucci, kendisiyle birlikte tiyatroda çalışan kostüm tasarımcısı Ester Mochi ile dünya evine girdi.
Küba’ya göç etti;
Çiçeği burnunda çift, 1835 yılında İtalya’daki gergin siyasi durumlar sebebiyle taşınma kararı aldı ve bir daha dönmemek üzere oldukça uzağa, Küba’ya taşındılar. Bir süre sonra Antonio Meucci Havana’daki Tacon tiyatrosunun baş mühendisi, eşi Ester ise yine aynı tiyatroda kostüm direktörü oldu.
Meucci, bu tiyatroda kirli suları arındırdığı bir tür su arıtma sistemi icat etti, ek iş olarak elektro kaplama işi kurdu. Ayrıca o zamanlar Avrupa ve Amerika’da oldukça revaçta olan elektro-tıp, yani elektriğin tıbbi olarak kullanımı ile ilgilenmeye başladı ve romatizma hastaları üzerinde deneyler yaptı. Bir gün migren ağrısı için gelen bir hastasına şok tedavisi uyguluyordu; hastanın ağzında elektrot bulunurken Meucci, hastaya hafif bir uyarıcı gönderdi ve hasta elektrik çarpması ile bir anda bağırdı. Tam da bu sırada Meucci, şans eseri sesin bakır teller ile daha net duyulduğunu fark etti.

Daha sonra kulağına elektrot yerleştiren Meucci böylece sesin teller aracılığı ile aktarıldığını keşfetti. Meucci bu cihazı geliştirdi ve adına ”Telgrafo Parlante” adını verdi. Tarih 1849’du ve Meucci, Graham Bell sadece 2 yaşında iken ilk telefon benzeri sistemi tasarladı.
Amerika yolculuğu;
Meucci’nin vali ile yaptığı sözleşme 1848 yılında sona ermişti, bir süre daha Küba’da yaşamaya devam eden çift, Amerika’nın göçmenlere kapısını açması ile New York’a taşınmaya karar verdi. Meucci’nin New York’a taşınmasında 2 büyük neden vardı. Bunlardan birincisi Meucci’nin, İtalyan General Giuseppe Garibaldi ile olan arkadaşlığı yüzünden Küba’da şüpheli vatandaş konumuna girmesi, ikincisi de Amerika’da yaşayan mucit Samuel Morse’un, Meucci’yi Amerika’ya davet etmesiydi, böylelikle yeni icadını Amerika’da daha rahat geliştirecek ve birçok insana icadını duyurabilecekti. Bu arada Meucci’yi davet eden Samuel Morse, soy isminden de anlaşılacağı üzere mors alfabesini icat eden kişidir.
Nitekim 1850 yılında Antonio Meucci eşi Ester ile birlikte New York’a geldi. Burada bir ev satın aldı ve icatlarını geliştirmek adına evinin bodrum katını atölyeye çevirdi. Daha sonra ciddi miktarda bir para harcayarak küçük bir mum fabrikası kurdu. Bu fabrikada Giuseppe Garibaldi de olmak üzere birçok kişi çalışıyordu, bu zamanlar Meucci için belki de en iyi zamanlardı, fakat başına birçok felaket gelecek ve kötü günler onu bekliyor olacaktı.
İcadını bir üst seviyeye taşıdı;
1854 yılında eşi Ester, romatoid artrit denilen eklemleri etkileyen bir rahatsızlığa yakalandı ve vaktinin çoğunu yatarak geçirmek zorunda kaldı. Ester evin üst katındaki odasında kalıyordu, Meucci ise bodrumdaki atölyesinde çalışmalar yapıyordu. Eşinin bu rahatsızlığı onu, icadını geliştirmesine daha çok teşvik etti ve eşi ile iletişim kurabilmek için 1856 yılında atölyesi ve eşinin odası arasında bir hat çekti ve böylece eşiyle iletişim kurmayı başardı. Bu yaptığı icat telefonun atası olarak bilinmektedir.
Antonio Meucci 1857 yılında aldığı notlarda elektromanyetik ses iletiminin, diğer bir deyişle telefonun temel prensibini şu sözlerle tanımlamıştı; ”Titreşimli bir diyafram ve etrafını saran spiral telli elektrikli bir mıknatıstan oluşur. Titreşimli diyafram mıknatısın akımını değiştirir. Telin diğer ucuna iletilen bu akım değişiklikleri, alıcı diyaframın benzer titreşimlerini yaratır ve kelimeyi yeniden üretir.”
Meucci büyük icadına çok yakındı…
İflas etti;
Ancak bir yandan da işleri kötü gitmeye başlamıştı ve 1860 yılında artık iflasın eşiğine geldi. Hem işlerinin kötü gitmesi, hem de hileli koleksiyoncular tarafından aleyhine açılan davalar Meucci’nin sonunu getirdi. İlk önce fabrikasını kapatmak zorunda kaldı, 1861 yılında ise yaşadığı evi açık arttırma ile sattı. Evi satın alan kişi Meucci’ye kira karşılığında evinde oturabileceğini söyledi. Meucci artık beş parasızdı, eşi rahatsızdı, üstelik bir de borç batağındaydı.
Fakat yılmadı, icatlarına devam etti. 1870 yılına kadar 12 farklı varyasyonuyla 30’dan fazla farklı model geliştirdi. Artık icadı tamamen hazırdı, el tipi, fincan şeklinde bir cihazdı.

1870 yılının Ağustos’unda pamukla yalıtılmış bir iletken olarak bakır bir plaka kullanarak bir mil mesafede insan sesi iletimini yakalamayı başardı, buluşu hazırdı, adına ”Telettrofono” adını verdi.
Ölümden döndü;
Sırada sponsor bulup icadı için patent almak vardı, ancak bu mümkün olmadı. Meucci, 1871 yılında Manhattan’dan Staten Island’a feribotla seyahat ederken feribotun buhar motoru patladı, Meucci ölümden kıl payı kurtulsa da ağır şekilde yaralandı ve tam 3 ay boyunca hastanede yattı. Meucci hastanede yattığı sırada eşi Ester, hastane giderlerini ve borçları ödeyebilmek için evdeki tüm aletleri ve telettrofononun orijinal modellerini eskiciye sattı. Ailenin maddi durumu işte bu denli kötüydü.
Meucci hastaneden çıktığında icadının yerinde olmadığını gördü, hemen eskiciyi buldu fakat aletler çoktan eskicinin elinden çıkmıştı. Meucci icadının birinin eline geçme kaygısı ile evindeki çizimlerle hızla patent şirketinin yolunu tuttu. Fakat bunun için 250 dolara ihtiyacı vardı, Meucci o kadar zor durumdaydı ki bu parayı bulamadı ve patent şirketine 20 dolar ödeyerek patentini geçici süreliğine koruma altına aldı.
Çizimlerine el konuldu;
Antonio Meucci daha sonra icadının bir prototipini tasarladı ve 1872 yılında arkadaşı Angelo Bertolino ile birlikte New York’taki Western Union (Graham Bell’in çalıştığı yer) telgraf şirketine gitti. Meucci, şirketin başkan yardımcısı olan Edward Grant’ten şirketin telgraf hatları üzerinde icadını test etmek için izin istedi ve Grant’e prototipin bir açıklamasının kopyasını verdi. Edward Grant, Meucci’ye dönüş yapacağını bildirdi.
Aradan günler, aylar geçti.

1874 yılında iki yıl boyunca tekrarladığı ziyaretlerinin ardından gelen bu güven ihlaline oldukça kızan Meucci, modellerini ve dokümanlarını geri istedi. Fakat Edward Grant, Meucci’ye tüm materyallerin kaybolduğunu söyledi.
Patenti Graham Bell aldı;
1874 yılının Aralık ayında 68 yaşındaki Meucci’nin telettrofono patent süresi doldu. Aradan 16 ay geçti ve 7 Mart 1876 tarihinde Western Union şirketinin laboratuvar bölümünde çalışan Alexander Graham Bell telefonun patentini aldı.
Patent şirketindeki patent denetçisi ilerleyen zamanlarda şunu söylemiştir; ”Bay Meucci’nin ihbarı 1875 yılında yenilenmiş olsaydı, Graham Bell’e hiçbir patent verilmezdi.”

Meucci defalarca protesto etti, gazetelere mektup yolladı, davalar açtı. Ancak tutacağı bir avukatı bile yoktu, bir tanıdığı olan Avukat Joe Melli ücret almadan Meucci’yi bu davalarda temsil etti. Meucci bu davalarda tüm kanıtlarını ortaya koydu. En büyük kanıtlarından biri; İtalya’daki L’eco isimli bir gazeteye icadı hakkında çalışmalarını anlattığı makaleydi. Fakat gazetede çıkan yangında tüm belgeler tahrip olmuş ve hiçbir kopyasına ulaşılamamıştır. Meucci, mahkemede tüm yazdıklarını anlatmak zorunda kaldı. Diğer kanıtı ise icatları hakkında not aldığı defterleriydi. Fakat Graham Bell’in avukatları bu defterleri sonradan doldurup tarihlendirdiğine dair suçlamalarda bulundu. Hakim Meucci’ye inanmadı.
Davalar sonuç vermedi;
Davalar yıllarca devam etti. Nitekim 19 Temmuz 1887 tarihinde Yargıç Wallace tarafından yetersiz kanıt sunulduğu gerekçesi ile dava Graham Bell’in lehine sonuçlandı. Çünkü davayı sonlandıran Yargıç William Wallace, bu davayı sonuçlandırması neticesinde Graham Bell’in şirketinden yüzde 10 pay alacağı konusunda anlaşma yapmıştı.
İtalyan araştırmacı ve tarihçi Giovanni Ermenegildo Schiavo, Yargıç William Wallace’ın kararını acı bir şekilde adaletin düşüklüğü olarak yazmıştır.
Ömrünün son yıllarını beş parasız bir şekilde mahkeme koridorlarında geçiren Antonio Meucci 18 Ekim 1889 tarihinde 81 yaşında iken Staten Adası’nda hayata gözlerine yumdu.
Geç gelen adalet;
Alexander Graham Bell telefonun patentini aldıktan 126, dava sonuçlandıktan 115 yıl sonra, 11 Haziran 2002 tarihinde, Vito Fossella’nın girişimi üzerine İtalyan-Amerika temsilcilerinin işbirliği ile davalar tekrar incelenmiş ve ABD Kongresi telefonun gerçek mucidini Antonio Meucci olarak tanımıştır.
Velhasıl Meucci, bu savaşı öldükten 113 yıl sonra kazandı. Ancak geç gelen bu adalet Antonio Meucci’nin sefalet içinde ölmesine, Alexander Graham Bell’in ise zengin bir hayat sürmesine engel olamamıştır.
Antonio Meucci’nin Staten Adası’nda yaşadığı ev bugün ”Garibaldi-Meucci Müzesi” olarak hizmet vermektedir.
Yazımın en başında söylediğim gibi bu hikaye biraz da Nikola Tesla’yı anımsatmaktadır. Fakat Nikola Tesla, Antonio Meucci gibi haksızlığa uğrayıp, sefalet içinde bir hayat sürmüş olsa da, popüler kültür sayesinde geç de olsa hak ettiği yeri kazanmıştır. Ne diyelim, darısı Antonio Meucci’nin başına…
Bu yazı ve sitedeki diğer yazılar senbildiye.com adresine ait olup izin alınmadan YouTube, Web site veya farklı bir platformda kullanılamaz. Bu ikaza rağmen yazı alınır ise uyarı yapılmadan gerekli işlemler başlatılacaktır.