Türkiye ve Dünyada En Meşhur Olan Komplo Teorileri!

Dünya’da her geçen gün bazen kulağa saçma gelen bazen de insanı derinden düşündüren komplo teorileri karşımıza çıkıyor. İşte Türkiye ve Dünya çapında en meşhur 10 komplo teorisi;
1. Hitler ölmedi;

2. Dünya Savaşı’nın diktatör lideri Adolf Hitler 1945 yılında savaşı kaybettikten sonra kaçtığı iddia edilen komplo teorisidir. Almanya’nın savaşı kaybetmesine birkaç ay kala Adolf Hitler’in siyanür içip daha sonra kendisini silahla vurarak intihar ettiği söylendi. Fakat CIA’in 1945 yılındaki bir raporuna göre Hitler evinin altındaki tünelleri kullanarak kaçmış ve daha sonra bir denizaltı ile Arjantin’e gittiği yazmaktadır.
Arjantin’de bir süre kaldıktan sonra bir adada, Antarktika’da veya Amerika’da yaşadığı diğer teorilerden bazılarıdır. Hitler’in intihar ettikten sonra cesedinin yakılmış olduğu, DNA üzerinden yapılan araştırmalar sonucu intihar ederek öldüğü ve cesedin kesinlikle Hitler’e ait olduğu söylense de, tüm bunların Hitler’in yakalanamadığı için birer uydurma olduğunu düşünen çok sayıda insan vardır.
2. Reptilian ırkı;

Ünlü komplo teorisyeni David Icke 1999 yılında çıkardığı ”İnsanoğlu Ayağa Kalk” isimli kitabında bu komplo teorisini ortaya attı. David Icke’a göre dünyayı sürüngenimsi uzaylı yaratık olan reptilianlar yönetiyor. Hatta Icke daha da ileriye giderek dünyanın en zengin aileleri, başa gelen ABD Başkanları, İngiltere Kraliçesi ve diğer önemli yöneticilerin bu soydan geldiğini de iddia etmiştir.
İstedikleri zaman kılık değiştirme özelliğine sahip reptilianların dört farklı ırktan oluştukları ve dünyaya uzun zaman önce geldikleri diğer iddialar arasında. Dünyanın en uzun süren komplo teorilerinden biri olan uzaylı sürüngenlere günümüzde inanan çok sayıda insan vardır.
3. Ay’a hiç gidilmedi;

2. Dünya Savaşı’ndan sonra soğuk savaş döneminde iki süper güç Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri kozlarını uzay araştırmalarında paylaştılar. SSCB ve ABD uzaya birçok araç fırlattı ve rekabet uzun yıllar sürdü. 1969 yılına gelindiğinde ise ABD Ay’a Apollo isimli uzay aracını yolladı, başarılı olan bu deneme sonucunda ABD Ay’a çıkan ilk devlet olduğu için uzay yarışmasında da kazanan taraf oldu.
Fakat o günden beri oyunlarıyla meşhur ABD’nin bu başarısı birçok kişiye göre bir oyun ve yalandan ibaretti. Ay’da çekilen videoların kurgu olduğu ve sahte çekimlerin 51. Bölge’de yapıldığı iddia edildi. Görüntülerde gölgelerin farklı yönlere düşmesi, çok karanlık ve ışık kirliliği olmamasına rağmen hiç yıldız görünmemesi, astronotların giydiği özel kıyafetlerin cam kısmına yansıyan sahne arkası görüntüler gibi birçok iddia bu teorilerin daha da artmasına neden oldu. Bugün aya iniş yapıldığına kesin gözle bakılsa da, bunun Amerika’nın oyunu olduğunu düşünenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Bazı kişiler ise Ay’a şimdiye kadar gidildiğini kabul ediyor, fakat 1969 yılında sırf SSCB’ye üstün gelebilmek için o zaman gidilmediğini, bunun bir yalan olduğunu düşünüyor.
4. Prenses Diana öldürüldü;

Prens Charles ile 1981’de evlenerek kraliyet ailesinin prensesi olan Lady Diana 31 Ağustos 1997 tarihinde trafik kazasında hayatını kaybetti. Ölmeden önce kraliyet ailesinin iç yüzüyle ve eşiyle ilgili BBC’ye röportajlar veren Diana, bu röportajlardan sonra Prens Charles’la ayrıldı.
Daha sonrasında bir aşk yaşamaya başlayan ve halka yaptığı yardımlarla oldukça sevilen biri olan Lady Diana kraliyet ailesi için bir tehdit unsuru olduğu düşünülerek kendisine bir suikast düzenlendiği düşünülmektedir. Trafik kazasında şoför ve Lady Diana oracıkta ölürken, koruması kurtulmuş fakat bir süre sonra o da kayıplara karışmıştır. Birçok soru işareti barındıran bu ölüm hakkında birini sizlere aktaralım.
1995 yılında piyasaya sürülen illuminati kartları oyununda Prenses Diana’nın olduğu bir kart vardır ve kartta şu yazmaktadır; ”Prenses Diana’nın her şeye bağışıklığı vardır, medya dışında.” Lady Diana medya mensuplarından kaçarken trafik kazası ile ölmesi ve ölümünden iki yıl önce çıkan bu oyun kartında bu yazının olması sizce de garip değil mi?
5. Yapay tsunami ve depremler;

26 Aralık 2004 tarihinde Endonezya’da gerçekleşen deprem ve tsunami, 11 Mart 2011 tarihinde Japonya’da gerçekleşen deprem, tsunami ve nükleer kazalar veya daha eski olarak 17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük merkezli Marmara Depremi gibi doğal afetler aslında ABD’nin yapay doğal afetler projesi olan H.A.A.R.P. tarafından gerçekleştirildiği yönünde olan komplo teorisidir.
Marmara Depremi günü ve öncesinde yaşanan sıra dışı olaylar, aynı şekilde Endonezya ve Japonya’da gerçekleşen depremlerde olan bazı ilginçlikler bu teoriyi güçlendirmektedir. Marmara Depremi ile ilgili birçok detayı mutlaka biliyorsunuzdur. Biz, Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami hakkında bir detay verelim; Yine 1995 yılında piyasaya sürülen illuminati kartlarında bir kart dikkat çekmektedir. Üstteki görselde gördüğünüz saat kulesi Japonya’dadır ve saat 11.11’i gösterir. Japonya’daki büyük deprem 11 Mart 2011 tarihinde yaşanmıştır. Kartta kombine felaketler yazmaktadır ve o gün Japonya’da deprem, tsunami ve nükleer santral kazaları gibi üst üste birçok felaket yaşanmıştır.
6. 51. Bölge;

Her şey 1947 yılında ABD’nin New Mexico Eyaleti’nin Roswell kasabasına düşen UFO haberinden sonra Roswell UFO Vakası olarak tarihe geçen olay ile başladı. Bu olayda yaralı ve ölü uzaylılar Nevada Eyaleti’nde gizli bir üs olan 51. Bölge’ye taşındı. Yarım asırdan fazla süre boyunca burada uzaylıların olduğu, uzaylılar ile irtibata geçildiği ve uzaylı araştırmaları yapıldığı yer olarak yüzlerce teori üretildi.
2013 yılında Başkan Obama 51. Bölge’nin varlığını resmi olarak açıkladı ve o günden sonra üssün popülerliği daha fazla arttı. Bugün bu yerde ABD’nin uzaylılar ile bağlantıya geçtiği ve bunu tüm dünyadan sakladığı yönündeki komplo teorisi, özellikle 21. yüzyılın en büyük komplo teorilerinden biri haline geldi.
7. Hz. İsa evlendi mi;

Dan Brown isimli yazarın dünyada en çok satan 10 roman arasında yer almış ”Da Vinci’nin Şifresi” adlı kitabında Hz. İsa’nın Mecdelli (Magdalalı) Meryem ile evli olduğu ve bunun Leonardo Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği isimli freskinde sembollerle belirtildiğini iddia etti.
Freskte Hz. İsa’nın sağında oturan kişi havarilerinden Paul değil, aslında Hz. İsa’nın eşi Meryem olduğu öne sürüldü. Bu kitaptan yola çıkılarak yapılan belgeselde ayrıca Hz. İsa’nın bir oğlu olduğu ve soyunun devam ettiği de bir diğer iddia. Hristiyan dünyasını sarsan bu söylemler şu an dünyanın en büyük komplo teorilerinden biri olarak görülmektedir.
8. Atatürk öldürüldü mü;

Başlığımız dünya çapındaki komplo teorileri olsa da ülkemizin en meşhur komplo teorilerinden biri olan Atatürk’ün gizemli ölümünü de buraya eklemek istedim. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’deki mason localarını kapatarak masonların faaliyetlerine son verdi. Bu olaydan sonra Atatürk’e düşman olan masonlar doktorlar aracılığıyla Mustafa Kemal Atatürk’ü yavaş yavaş zehirleyerek ölümüne neden oldular. Atatürk’ün yabancı uyruklu doktoru bir takım örgütlere üye olduğu da söylentiler arasındadır.
Hatta Atatürk’ün ‘‘Beni Türk hekimlerine emanet edin.” sözü de ölümünden sonra uzunca bir zaman tartışmalara yol açtı. Ayrıca Atatürk’e hediye edilen seccade bir diğer soru işaretidir. Atatürk’ün ölümünden 9 yıl önce 1929 yılında Hintli bir mihracenin hediye ettiği seccadeye işlenen saat 09:07 göstermektedir. Ayrıca seccadenin üstündeki 10 adet kasımpatı çiçeği ise Atatürk’ün öldüğü gün 10 Kasım’ı işaret ettiği düşünülmektedir.
9. Nüfus azaltma projeleri;

Dünyada bazı virüsler genetik mühendisler tarafından oluşturulduğu bilinmektedir. Bunlardan ilk olarak AIDS virüsünün dünya nüfusunu azaltmak için yapıldığı ileri sürülmüştür. Günümüzde Afrika’da yardım adı altında, özellikle çocuklara yapılan aşıların aslında kısırlık aşıları olduğu yine tahminler arasındadır.
AIDS, kısırlık, kene, domuz ve kuş gribi gibi birçok bulaşıcı ve salgın hastalıklar laboratuvarlarda geliştirildiği ve istediklere ülkede bu hastalıkları yaydıkları varsayılıyor. Ayrıca Türkiye ve birçok ülke de özellikle bebeklere yapılan ay ve yaş aşılarında kısırlık, cinsel hormon bozuklukları gibi insanın genetiğini bozan maddelerin olduğu da diğer iddiaların bazıları.
10. Gerçek zombiler;

Zombi saldırıları filmlerden ve dizilerden izlediğimiz kadarıyla epey bir ürkütücü. Peki insanların zombiye dönüşmesi veya zombi gibi hareketler sergilemesi gerçekte mümkün mü? Aslında mümkün. Bilimsel kısmına geçmeden önce amok hastalığı olarak bilinen psikolojik bir rahatsızlıkta insan bir nevi cinnet geçirerek önüne gelen herkesi öldürme isteğine sahip oluyor.
Bunun yanı sıra deli dana hastalığında insan beyni kontrolünü kaybederek etrafına ciddi zararlar verebiliyor. Flakka isimli uyuşturucu madde ise yine insanın beyin kontrolünü kaybetmesine ve insan eti yemek gibi son derece tuhaf davranışlar sergilemesine sebep oluyor. Bilimsel olarak ise çeşitli virüsler ile insanın kontrolünü kaybederek farklı bir forma dönüşmesi mümkün.
Şu an günümüzde birçok kişi yakın zamanda dünyanın gerçek bir zombi saldırısı ile karşı karşıya kalacağına kesin gözüyle bakıyor. Hatta son olarak bazı sitelerde olası bir zombi saldırısında insanların nereye sığınacağı ve neler yapması gerektiği gibi bilgi paylaşımları dahi yapılmaktadır.